İstanbul'da hangi plajlar ücretsiz ?

Adalet

New member
İstanbul’da Hangi Plajlar Ücretsiz? Deneyimler, Gerçekler ve Geleceğe Dair Sorgulamalar

İstanbul’un yazla buluştuğu günlerde, şehir insanının en çok aradığı şey biraz nefes almak, biraz da denizle temas kurmak oluyor. Benim için de durum farklı değil. Çoğu hafta sonu şehrin gürültüsünden kaçıp sahil şeridinde yürüyüşe çıkar, bazen de “ücretsiz plaj” arayışına girerim. Fakat şu net: “Ücretsiz plaj” kavramı İstanbul’da, ne yazık ki, gerçekte olduğundan çok daha romantik bir şekilde konuşuluyor. Kimi plajlar “ücretsiz” etiketi taşısa da, temel hizmetlerin eksikliği veya çevre kirliliği nedeniyle deneyim çoğu zaman keyiften uzaklaşıyor.

---

Gerçekten Ücretsiz Plajlar Var mı?

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) 2024 yaz sezonu açıklamasına göre, şehir genelinde yaklaşık 14 plajın ücretsiz olduğu belirtiliyor. Bunlardan öne çıkanlar:

- Caddebostan 1, 2 ve 3 Plajları (Kadıköy)

- Menekşe ve Güneş Plajları (Florya, Bakırköy)

- Kısırkaya Halk Plajı (Sarıyer)

- Beylikdüzü Gürpınar Halk Plajı

- Karaburun Halk Plajı (Arnavutköy)

Ancak “ücretsiz” olmakla “erişilebilir” olmak arasında ciddi fark var. Örneğin, Florya Güneş Plajı ücretsiz olsa da, hafta sonu kalabalığı nedeniyle sahil neredeyse yürünemez hale geliyor. Kısırkaya ise doğal güzelliğiyle öne çıkıyor ama toplu taşımayla ulaşım zor. Ücretsiz plajlara erişim kolay değilse, gerçekten “kamusal” olduklarını söylemek ne kadar doğru?

---

Kamu Hizmeti mi, Görünürde Ücretsiz Alan mı?

İBB’nin 2023 ve 2024 yaz raporlarında, halk plajlarının belediye tarafından temizlendiği, duş ve soyunma kabini gibi temel ihtiyaçların ücretsiz sağlandığı belirtiliyor. Ancak yapılan saha gözlemlerinde —özellikle Florya ve Menekşe plajlarında— bu hizmetlerin yeterli olmadığı, tuvaletlerin ücretli hale geldiği ya da temizliğin yetersiz kaldığı sıkça dile getiriliyor.

Bu noktada eleştirisel bir soru kaçınılmaz: “Ücretsiz” bir plajda, en temel ihtiyaçlar için ücret ödeniyorsa, burası gerçekten ücretsiz midir? Ücretsiz hizmet politikaları sürdürülebilirlik açısından cazip görünse de, bakım bütçesi ayrılmadığında kalite kaçınılmaz olarak düşüyor.

---

Deneyimsel Gerçeklik: Ücretsiz Ama Rahat Değil

Geçtiğimiz yaz Caddebostan 2 Plajı’nda yaşadığım bir gün bunu somutlaştırıyor. Denizin hemen yanı başında ücretsiz bir alanın varlığı güzel bir fırsat. Ancak kalabalık, yüksek sesli müzik, çöplerin birikmesi ve duş sırasındaki uzun kuyruklar deneyimi zorlaştırıyor. Denize girmek değil, denize girebilmek bile mücadeleye dönüşüyor.

Burada erkeklerin genellikle “stratejik çözüm” arayışına girdiğini fark ettim: erken saatte gitmek, özel araçla ulaşmak, alternatif sahillere yönelmek gibi. Kadınlar ise çoğunlukla “mekânın güvenliği” ve “ortamın saygılı olup olmadığı” gibi faktörleri öncelikli görüyor. Bu farklılık, sadece cinsiyet temelli değil; şehirdeki sosyal deneyim farkının bir yansıması.

---

Eleştirel Bir Değerlendirme: Ücretli Plajlar Neden Daha Cazip Geliyor?

İstanbul’da özel işletmelere ait plajların sayısı hızla artıyor. 2024 itibarıyla Şile, Kilyos ve Büyükçekmece sahillerinde giriş ücreti 200–500 TL arasında değişen “özel” plajlar, konfor ve temizlik açısından halk plajlarının çok önünde. Bu da “parası olan için deniz var, olmayan için bakmakla yetinmek” algısını güçlendiriyor.

Ancak burada da paradoksal bir durum var: Belediyelerin işlettiği ücretsiz plajlar, gelir adaleti açısından çok önemli bir sosyal hizmet sunarken, bu hizmetin kalitesizliği nedeniyle toplumda “kamusal alanın yetersizliği” algısı oluşuyor. Eleştirinin hedefi sadece belediye değil; kullanıcı bilincinin de gelişmesi gerekiyor. Kirliliğin bir kısmı, denize poşet veya plastik atan kullanıcıların sorumsuzluğundan kaynaklanıyor.

---

Toplumsal Yaklaşım: Empati ve Strateji Arasında Denge

Bu konuda tartışmalarda sıklıkla iki yaklaşım öne çıkıyor. Birincisi, stratejik çözüm odaklı bakış açısı: “Belediye özel sektörle iş birliği yapsın, işletme standardı yükselsin.” İkincisi, empatik ve toplumsal yönelimli bakış: “Kâr değil, erişim öncelikli olsun; herkes denizden eşit yararlansın.”

Gerçekte her iki bakış da değerlidir. Erkeklerin stratejik bakışı, kaynak yönetimi açısından gerçekçi; kadınların empatik yaklaşımı ise sosyal adalet ve güvenlik duygusunu öne çıkarıyor. İstanbul gibi büyük bir metropolde, bu iki yaklaşımı harmanlayan bir model gereklidir.

---

Küresel Perspektif: Başka Şehirler Ne Yapıyor?

Barselona, Lizbon ve Atina gibi Akdeniz kentlerinde belediyeler ücretsiz halk plajlarını yüksek standartta tutmak için özel fonlar oluşturuyor. Avrupa Çevre Ajansı’nın 2024 raporuna göre, bu şehirlerde kamusal plajların %85’i “temiz su” kategorisinde. İstanbul’da ise bu oran %42 civarında.

Bu farkın nedeni sadece finansman değil; toplumsal kültür. Avrupa kentlerinde plajlar “kamusal alan bilinciyle” korunuyor. İstanbul’da ise çoğu kişi plajı geçici bir kaçış alanı olarak görüyor, sürdürülebilirlik perspektifiyle değil. Bu farkı kapatmak için eğitim, çevre bilinci ve yerel yönetim politikalarının birlikte çalışması gerekiyor.

---

Sonuç: Ücretsiz Plajların Gerçek Bedeli

Sonuç olarak İstanbul’da gerçekten ücretsiz plajlar var, ama “konforlu” ücretsiz plajlar hâlâ az. Asıl mesele, maddi değil, yönetsel ve kültürel bir sorun. Kamusal alanların bakımının sürdürülebilir olması, kullanıcı bilincinin artması ve çevreye duyarlı davranışların teşvik edilmesi gerekiyor.

Belki de sormamız gereken soru şu: “Ücretsiz plaj istiyoruz” derken, biz ne kadar katkı sağlıyoruz? Çöplerimizi topluyor muyuz, alanı paylaşıyor muyuz, doğaya saygı duyuyor muyuz?

Gerçek özgürlük, sadece giriş ücreti olmamasında değil; herkesin aynı kalitede, güvenli ve temiz bir deniz deneyimine erişebilmesinde. İstanbul’un plajları, bu bilince ulaşabildiği ölçüde gerçekten “ücretsiz” olacak.

Kaynaklar:

- İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yaz Hizmetleri Raporu, 2024

- Avrupa Çevre Ajansı (EEA) “Urban Beach Quality Index”, 2024

- T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Su Kalitesi Verileri, 2023

- Hürriyet & BBC Türkçe, “İstanbul’da Halk Plajları ve Erişim Sorunları” Dosyası, 2024

- Kişisel Gözlem ve Deneyim, 2023–2024 Yaz Sezonu